Ömür boyu hapis cezası kesinleşen Osman Kavala’nın serbest bırakılması için neden uluslararası çapta gürültü koparıldığını gözler önüne seriyoruz…
Haber7 – ÖZEL
Mehmet Osman Kavala… Kimilerine göre ‘masum bir işadamı.’ Türk yargısına göre ise Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs eden karanlık bir isim.
Avrupalı liderler ve Batı kamuoyunun uğruna Türkiye’ye tehditler savurduğu “Kızıl Soros” Osman Kavala kim ve neden bu kadar önemli?
Osman Kavala, Gezi kalkışması davasında “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan 19 Şubat 2020’de tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konuldu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Nisan 2022’de verdiği kararla Osman Kavala’yı, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, kararı hukuka uygun buldu. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise 28 Eylül 2023 tarihli kararında, Osman Kavala ile birlikte 4 kişinin cezasını onadı. Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ile Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku’ya verilen 18’er yıl hapis cezaları kesinleşti.
YÖNETTİĞİ MERKEZLER
Osman Kavala isminin öne çıktığı iki kuruluş var: Anadolu Kültür AŞ ve Açık Toplum Vakfı. Bu iki kuruluşun da kökü dışarıda.
♦ Osman Kavala, Soros bağlantılı Açık Toplum Vakfı’nın yönetim kurulu üyesi.
♦ Osman Kavala’nın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Anadolu Kültür, STK’ları fonlayan bir anonim şirket. Kuruluş yeri Anadolu toprakları değil, Kanada’nın Toronto şehri.
Yurt dışından gelen paraların Türkiye’deki yandaşlara dağıtılması için oluşturulduğu ifade edilen Anadolu Kültür AŞ’nin “vakıf” gibi bağış topladığı ancak Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün denetiminden kurtulmak için şirket statüsünü kullandığı belirtiliyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, terör örgütlerine finansman sağladığı yönünde makul sebeplerin varlığına istinaden 2021 yılında Anadolu Kültür Vakfı’nın Türkiye’de bulunan mal varlıklarının dondurulmasına karar verdi.
Ticaret Bakanlığı, Osman Kavala’nın kurduğu Anadolu Kültür A.Ş.‘nin feshi için 2021’de dava açtı.
♦ Osman Kavala, Savunma Elektroniği ve Elektronik Harp alanında faaliyet gösteren MİKES Mikrodalga Elektronik Sistemler şirketinin sahibi. Bu şirket üzerinden Türkiye’deki F-16 savaş uçaklarının modernizasyon ihalelerini aldı.
♦ Kültür sanat adı altında faaliyet yürüten Depo İstanbul’un sahibi. Gezi kalkışmasına yön veren toplantılar Depo İstanbul’da gerçekleştirildi.
♦ Yurttaşlık Derneği’nin kurucu üyesi
♦ Cezayir Restaurant’ın sahibi.
♦ İki Nokta Bilişim Teknoloji A.Ş.’nin sahibi.
♦ K.V.K.’nın kurucu ortaklarından.
♦ TEMA Vakfı’nın kurucularından.
♦ TEMA Vakfı’nın karşı çıktığı Hidro Elektrik Santrallerinin (HES) Türkiye’deki ilk işletmecisi Aksu isimli şirketin kurucusu ve yönetim kurulu üyesi de yine Osman Kavala.
♦ Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nün kurucusu.
♦ Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’nda (TESEV) yönetim kurulu üyesi.
♦ Tarih Vakfı’nın kurucu mütevelli üyesi.
♦ Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) kurucusu.
FONLAR TERÖR UZANTILARINA
Osman Kavala’nın Açık Toplum Vakfı üzerinden fonladığı kuruluşlardan bazıları şunlar:
Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen dernek ve vakıflara 62 bin 311 TL
Fetullah Gülen’in onursal başkanı olduğu ve KHK ile kapatılan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’na 27 bin 500 TL
PKK terör örgütüne yardım ettiği gerekçesiyle kapatılan Gündem Çocuk Derneği’ne 15 bin 411 TL,
PKK/KCK iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan Muş Kadın Çatısı Derneği’ne 19 bin 400 TL
EN SİNSİ TOPLANTILARDA BAŞ KÖŞEDE
Rusya’da, Suriye PKK’sı PYD/YPG’nin “özerklik” toplantısında boy gösterdi. Toplantıdaki diğer isimler CIA taşeronu Michael Rubin, PKK yöneticisi Salih Müslim ve Selahattin Demirtaş olarak kayıtlara geçti.
DARBE ÖNCESİ BIDEN’LA AYNI MASADA
15 Temmuz darbe girişimi öncesi Türkiye’yi ziyaret eden dönemin ABD Başkan Yardımcısı (şimdiki başkan) Joe Biden’ın görüştüğü isimlerin başında Osman Kavala yer alıyordu.
23 Ocak 2016’da İstanbul’da Conrad Otel’de Kavala ile görüşen Joe Biden’ın toplantısı, “Off-the-record” olarak, yani içeriği yazılmamak şartıyla yapılmıştı. Görüşmenin konusu ‘Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğünün durumu’ olarak açıklanmıştı.
SOROS BAĞLANTISI
Siyonist kaos baronlarından George Soros’a ait Açık Toplum Vakfı’nın Türkiye kurucuları arasında Osman Kavala da yer alıyor.
Gezi kalkışmasının en kritik dönemlerinde Soros ile Kavala arasında STK’lar üzerinden para trafiği gerçekleştirildi. Soros, Gezi sürecinde Kavala’ya 1 milyon dolarlık 2 fon aktardı.
Soros’un, Açık Toplum Enstitüsü Yardımlaşma Vakfı (OSI) isimli kuruluşu, Kavala’nın Açık Toplum Vakfı’na Gezi kalkışmasından 12 gün önce, yani 15 Mayıs 2013’te 500 bin dolar para transferi yaptı.
OSI, Açık Toplum Vakfı’na ikinci para akışını Gezi kalkışmasının zirvede olduğu 20 Haziran 2013’te gerçekleştirdi ve 500 bin dolar daha yolladı.
MASAK’ın deşifre ettiği bu para trafiği ile Gezi olaylarının finanse edildiği saptamasına varıldı.
Ayrıca Osman Kavala’nın vakfına Soros tarafından 2011-2017 arası 13.5 milyon dolar aktarıldı.
GEZİ KALKIŞMASININ HER YERİNDE
Osman Kavala, Mayıs 2013’te Taksim Gezi Parkı’nda başlayıp bütün Türkiye’ye yayılan Gezi kalkışmasına destek verdi.
Kavala’ya, Soros’tan aldığı “Gezi fonunuyla” hükümeti devirme senaryosuyla sahnelenen kalkışmayı en ön saflarda yönettiği suçlaması yöneltildi.
Kavala, Gezi Parkı eylemlerine bizzat katılım da sağladı. Osman Kavala’nın eylemcilerin arasında yer aldığı fotoğrafları açığa çıkarıldı.
Gezi kalkışmasında yaklaşık 3 ay boyunca başta İstanbul olmak üzere bazı büyük şehirlerde meydanlar, sokaklar işgal edildi. Kamu binaları ve araçları yakılıp yıkıldı. 46 kamu binası, 231 polis aracı, 44 ambulans Gezi kalkışmacıları tarafından kullanılamaz hale getirildi. İsyancılar 326 işyeri ve 201 sivil aracı tahrip etti. 80 belediye otobüsü ve 85 otobüs durağını yaktılar. Kalkışmacılar 697 güvenlik görevlisini yaraladı. Olaylara müdahale etmeye çalışan 1 polis memuru şehit oldu. Bazı mağaza ve banka şubeleri yağmalandı. Beşiktaş ilçesindeki Dolmabahçe’deki dönemin Başbakanlık Ofisi’ne girilerek işgal edilmeye çalışıldı.
Gezi kalkışmasından önce Türkiye’de faiz oranı %4,52’ye kadar düşürülmüştü.
Gezi kalkışmasından önce yıllık enflasyon %6,13’tü.
Gezi kalkışmasından önce Dolar-TL paritesi 1,70 TL bandına kadar çekilmiş, Türk Lirası en değerli dönemini görmüştü.
BİST 100 Endeksi 93 bin 398’deyken, Gezi sürecinde 70 bin 93’e gerilemişti. Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin toplam piyasa değeri 3 ayda 164 milyar lira gerilemişti. Hisseler ortalama %30 değer kaybetmişti.
Gezi kalkışması dönemindeki ilk 1 ayda yabancı yatırımcılar Türkiye’den 8 milyar dolarlık çıkış yapmıştı.
Türkiye, Gezi kalkışmasından 2 hafta önce, 14 Mayıs 2013’te IMF’ye olan borcunun son taksidini ödeyerek yeni bir borç anlaşması yapmama kararı almıştı.
Osman Kavala’nın öncülük ettiği Gezi kalkışmasının Türkiye’ye doğrudan maliyeti 1,4 milyar dolar olarak hesaplanmıştı.
ÖCALAN’A SELAM YOLLAYAN ‘İŞADAMI’
Sol kamuoyunda “işadamı” olarak lanse edilen Osman Kavala, terör örgütü PKK yapılanmaları ile içli dışlı.
Kavala, İmralı’da PKK elebaşı Öcalan’la görüşen HDP’li heyete selam iletecek kadar da PKK dostu.
28 Şubat 2013 tarihli Milliyet gazetesinin İmralı Zabıtları başlıklı manşet haberine yansıyan görüşmede Kavala ile ilgili şu sözler yer almıştı:
“Sırrı (HDP’li Sırrı Süreyya Önder, Öcalan’a hitaben): Başkanım her şeyi konuştuk. Bir de başkanlık meselesi var. Kamuoyu bu konuda çok hassas. Osman Kavala’nın size selamları var. Totaliter bir yapıya dönüşmesinden endişe ediyorlar…”
Osman Kavala’nın terör örgütü PKK üzerindeki tesiri, elebaşı Öcalan’a selam yollamasını ve terör örgütüne “masayı devir” aklı vermesini sağladı. Terör örgütü PKK’ya müzahir TV kanallarına çıkıp PKK’ya “silah bırakmayın” mesajı veren Kavala, kanlı örgütü “rasyonel siyasi bir örgüt” olarak tanımladı.
Kavala’nın terör örgütü PKK lehine yaptığı açıklamalar şöyle:
“Her ne kadar bazıları PKK’yi IŞİD’le veya işte buna benzeyen örgütlerle mukayese etseler de şu anda PKK rasyonel siyasi yapma kapasitesine sahip bir örgüt. Bunu da sözcüleri, konuşmalarında ifade ediyorlar.” (4 Ağustos 2015 – İMC TV)
“Hükümetin büyük bir sorumluluğu var ama bazı durumlarda silahlı bir muhalefet hareketinin de siyaseti belirlemede önemli rolü oluyor” (4 Ağustos 2015 – İMC TV)
“Bundan sonra acaba (PKK) militanların silahlarını bırakmak için Türkiye’den ayrılmalarına ihtiyaç var mı?” (2 Nisan 2013 – İMC TV)
“Aşamalı bir plandan bahsederken; önce eylemsizlik, daha sonra PKK’nin çekilmesi, bundan sonraki aşama silahlı mücadelenin sona erdirilmesi şeklinde bir silsile yürümüştü. Öcalan’ın Nevroz mesajı aslında ileri bir hamle oldu. Yani örneğin ben bu kadar net ve güçlü bir biçimde silahlı mücadele stratejisinin terk edileceğine dair bir mesaj beklemiyordum.”
AKŞENER’LE KAN BAĞI
Meral Akşener 9 Ekim 2013 tarihinde Aydan Bozok ile Burak Bölükbaşı’nın nikâh törenlerinde, “Üç kuzen olarak damadın şahitliğini yapıyoruz. En mülayim kuzenimiz Osman Kavala. Ben de damadın babasının anne tarafından kuzeniyim. Bu durumda politikacı bir görümceniz oldu” demişti.
Meral Akşener’in “en mülayim kuzenimiz” dediği ‘Kızıl Soros’ lakaplu Osman Kavala’yı her fırsatta savundu. Akşener, 27 Nisan 2022’deki İyi Parti grup toplantısındaki konuşmasında, “Osman Kavala davası toplum vicdanına hançer vuran bir yargı trajedisidir.” ifadelerini kullandı.
BATILI ELÇİLERİN HADSİZ MANİFESTOSU
Osman Kavala’ya fon veren ülkeler onu içeride de unutmadı.
ABD, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda Büyükelçilikleri Osman Kavala’nın serbest bırakılması için 19 Ekim 2021’de çağrı yaptı.
Elçiler, CumhurbaşkanI Recep Tayyip Erdoğan’ın “persona non grata (istenmeyen adam) ilan ederiz” açıklaması üzerine geri adım atmak zorunda kaldı. Ancak bu ülkeler, Osman Kavala’nın serbest kalması için çağrılara devam etti.
MAFYAYLA İÇ İÇE
Osman Kavala’nın, firari suç örgütü lideri Sedat Peker’in finansörlerinden biri olduğu iddia ediliyor.
Yıllar boyunca Peker’in yanında görev yapan Ahmet Kürkçü’nün iddiasına göre “Kavala, Peker’e banka torbalarıyla para yolladı.”
VERGİ ÖDEMEYEN ‘İŞADAMI’
Kamuoyunda “İşadamı” olarak lanse edilen Osman Kavala’nın serveti ve ödediği vergi tam olarak bilinmiyor. Kavala’nın son olarak 1989 yılında vergi ödeyenler listesinde yer aldı.
ÖZGÜRLÜKÇÜ MASKESİ DE SAHTE
Üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılmasının gündeme geldiği 2008 yılında, bu özgürlük adımına en sert tepki Kavala ailesinden geldi.
Aralarında Osman Kavala’nın eşi Ayşe Buğra’nın da yer aldığı Boğaziçi Üniversitesi’nin 119 akademisyeni 13 Şubat 2008’de yasakçı bildiriye imza attı. Kavala’nın eşinin imza attığı bildiride şu ifadeler yer aldı:
Kamu görevlilerinin, türban gibi belirli bir dini inancı açıkça sergileyen giysi giymeleri, tüm inançlara eşit durması gereken laik devlet anlayışıyla bağdaşmadığı için kabul edilemez.
Türban serbestisinin zamanla üniversite öncesi eğitim kurumlarını da kapsayacak biçimde genişletilmesine asla izin verilmemeli. Reşit olmayan kız öğrencilerin başlarının örtülmesine yönelik her türlü uygulama ve girişime karşı tüm önlemler alınmalı.
Kız çocuklarının başlarını örtmeleri için özel ortam oluşturan İmam Hatip Okullarına kız öğrenci alınmasına son verilmeli.
İhtiyacın çok üzerinde olan imam hatip okulları normal liseye dönüştürülmeli.
Eğitim ve öğretim kurumlarında zorunlu din dersleri kaldırılmalı