Bank of America stratejistleri ABD tarihinde tahvillerde daha önce son 3 yılda görüldüğü gibi bir satış dalgası yaşanmadığını belirtti.
Bank of America (BofA) stratejistleri, ABD tahvil piyasasıyla ilgili ülkenin kuruluşundan bu yana uzanan verilere dayanarak yaptıkları analizlerinde son üç yıldaki gibi uzun bir kayıp döneminin daha önce hiç yaşanmadığını belirtti.
ABD tahvil piyasasında görülen satış dalgası enflasyon şoku ve ardından verilen sıkılaşma tepkisinin yarattığı ortamda daha da ağırlaştı. Söz konusu satış dalgası ABD’de bu yıl Silicon Valley Bank ve diğer üç bölgesel bankayı batıracak kadar şiddetliydi.
Tahvil piyasasında yaşananlar aynı zamanda Wall Street’te ABD hükümetinin mali durumunun giderek daha kırılgan hale gelmesinden duyulan endişenin de yansıması olarak dikkat çekti.
ABD tarihine bakıldığında büyük açıklar, Fed’in faizleri sıfıra sabitlediğinde ve on milyarlarca dolar değerinde Hazine tahvili satın aldığında kamuoyunun gündeminde ilk sıralara çıkmıyordu. Tahvil getirilerinin geldiği seviye dikkate alındığında bu konuda mevcut durumun ABD için zorlu olduğu değerlendiriliyor.
ABD’de yatırımcılar borçlanmak için iskonto talep ediyor. Bu durum Fed’in piyasadan ani çıkışıyla daha da güçlendi.
Fed’in tahvil alım programı olarak bilinen niceliksel genişleme, yetkililerin enflasyonla mücadeleyi ilk sıraya alması dolayısıyla savunulamaz hale gelmişti.
Brezilya, Çin, Japonya, Suudi Arabistan ve diğer ülkelerdeki merkez bankaları da ABD tahvil alımlarını durdurdu. Bazı durumlarda ise doğrudan satış yoluna gittiler.
Bu durum Wall Street aktörlerini piyasada temel belirleyici durumuna getirdi.
Söz konusu durum Washington’un getirileri bu kadar yükselten bir maliye politikası izleyerek Amerika’daki şirketleri ve tüketicileri daha da zorladığına da işaret etti. Birçok analist bu süreçte ekonominin sancılı bir resesyona sürüklenebileceğinden endişe ediyor.
Tahvil piyasasındaki çöküş ile ilgili piyasada yapılan karşılaştırmalardan biri dot-com çöküşü sırasında hisse senetlerinde yaşanan erime. Her iki durumda da kayıplar neredeyse yüzde 50’ye ulaştı.
Bir diğer referans ise geçtiğimiz çeyrekte bir noktada getirilerdeki artışın 1987 Borsa çöküşünü takip eden artıştan bu yana görülen en büyük artış olması.
Satış dalgası, çok daha az ölçüde de olsa bu kez hisse senetlerine de yansımaya başladı. Dolar diğer para birimlerinin çoğu karşısında yükselirken şirket tahvilleri de değer kaybetti. Yaz boyunca daha geniş ekonomik güçlerden büyük ölçüde etkilenmeyen petrol bile geçen hafta tahvil piyasası girdabına kapıldı.
Wall Street’te analistlere göre bu durumu daha da şok edici kılan şey, tahvil piyasasında Fed’in yıllar süren istikrarını bozmuş olması. Gösterge tahvil getirilerinin günden güne, yıldan yıla yüzde 2 civarında seyrettiği bu koma hali, yeni normal olarak bilinir hale gelmişti. ABD ve dünyanın geri kalanının çoğu 2008 finansal krizinin ardından düşük büyüme ve düşük enflasyon dönemine girmişti, bu nedenle düşük faizler mantıklıydı.