Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Gümrük Birliği’nin küresel ekonominin gerçeklerine ve ortaklık ruhuna uygun bir şekilde güncellenmesi gerektiğini söyledi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Brüksel’de düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezinin (EPC) düzenlediği “Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin güncellenmesi: Değişen çağa uyum sağlamak” başlıklı etkinlikte konuştu.
Bu yılın Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ortaklığı tesis eden Ankara Anlaşması’nın 60. yılı olduğuna işaret eden Bolat, “Avrupa ile siyasi ve ekonomik bütünleşme yolculuğuna yarım asrı aşkın bir süre önce başlamış olan Türkiye, AB’ye tam üyelik konusundaki kararlılığını sürdürmektedir” dedi.
Bolat, Türkiye’nin AB ile ilişkilere stratejik önem verdiğini dile getirdi.
Dünyanın yeni bir sanayi çağının eşiğinde olduğunu, yeşil ve dijital dönüşümün yeni ekonomik kalkınmanın iki parametresi haline geldiğini belirten Bolat, bu durumun şirketleri ve ülkeleri önceliklerini yeniden gözden geçirmeye ve sürdürülebilirlik için yeni adımlar atmaya yönelttiğini söyledi.
Bolat, dünya ekonomisindeki olumsuz tabloya ve 6 Şubat’ta yaşanan yıkıcı depremlere rağmen Türkiye’nin makroekonomik göstergeleri ve ihracat performansının ekonominin dayanıklılığını açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.
Türkiye ekonomisinin Kovid-19 salgınına rağmen 2021’de yüzde 11,4 ve 2022’de yüzde 5,5 büyüyerek toparlanmayı başardığını, bu dönemde G20 ve OECD’de en hızlı büyüyen ilk 3 ülke arasına girdiğini hatırlatan Bolat, Türkiye’nin 2023 yılında da büyüme ivmesini sürdürerek ilk çeyrekte yüzde 3,9, ikinci çeyrekte 3,8 büyüdüğünü belirtti.
Bakan Bolat, enflasyonu düşürmek, mali disiplin, yapısal reformlar, daha iyi bir iş ve yatırım ortamına odaklanan ve 2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’ın açıklandığını anımsatarak, Dünya Bankasının kısa bir süre önce Türkiye’nin GSYH büyüme tahminini yüzde 3,2’den yüzde 4,2’ye yükselttiğini, dış ticarette de olumlu gelişmeler yaşandığını dile getirdi.
Gümrük Birliği dönüm noktası
“Gümrük Birliği, 1995’teki başlangıcından bu yana Türkiye ile AB arasındaki ticari ve ekonomik entegrasyonun dönüm noktası olmuş ve Türkiye’nin çeşitli alanlarda AB ile entegrasyonunun ilerletilmesinde önemli bir rol oynamıştır.” diyen Bolat, AB ile Türkiye arasında 1995’te 30 milyar dolar olan ticaret hacminin 7 kat artışla 2022’de yaklaşık 200 milyar dolara yükseldiğine dikkati çekti.
Bolat, AB’nin Türkiye’nin en önemli ticaret ve yatırım ortağı, Türkiye’nin de AB’nin 7’nci büyük ticaret ortağı konumunda bulunduğunu belirterek, “Ortaklığımızın en dikkat çekici yönü, dengeli ve dolayısıyla sürdürülebilir olmasıdır. Gümrük Birliği ile birlikte yatırım bağları gelişmiş ve AB müktesebatına uyum sayesinde işletmelerimizin AB değer zincirlerine tam entegrasyonu, sektörlerimizin küresel standartlarda faaliyet gösterme kabiliyeti güçlendirmiştir” dedi.
AB ve işletmelerinin Gümrük Birliği gibi istisnai bir ortaklıktan büyük fayda sağladığını vurgulayan Bolat, “Gümrük Birliği, malların serbest dolaşımını tesis etmesiyle birlikte AB şirketlerinin Türkiye’nin hızla büyüyen pazarına diğer ortaklara kıyasla oldukça uygun koşullarda erişimini sağlamıştır. Ayrıca, Türkiye’nin AB standartlarında üretim yapabilen sanayi kapasitesi, AB’ye coğrafi yakınlığı ve genç, vasıflı insan sermayesi, AB’nin ve işletmelerinin küresel pazarlardaki rekabet gücünü artırmıştır” diye konuştu.
İlişkileri geliştirmek için fırsatlar var
Bolat, “Bu etkileyici başarılara rağmen ekonomik ve ticari ortaklığımızı genişletmek, ilgili iş çevrelerimiz arasındaki ilişkileri geliştirmek için hala değerlendirilmemiş fırsatlar olduğuna inanıyoruz” dedi.
Dünyanın jeopolitik gerilimlerin tırmandığı ve karşılıklı korumacılığın küresel ekonomiye yayıldığı zorlu bir döneme girdiğine işaret eden Bolat, uluslararası ilişkilerde yaşanan gerginliklerin küresel ticarete yansıyarak ticareti ve yatırımı dünya çapında giderek daha karmaşık hale getirdiğini anlattı.
Bolat, bu durumun, tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesi ve ekonomik güvenliğin sağlanmasının yanı sıra yakın ve dost tedarik arayışlarını da beraberinde getirdiğini vurgulayarak, “Bu koşullar altında Gümrük Birliği’ni, ticari ve ekonomik ilişkilerde doğru rotayı belirlememize yardımcı olan ve aynı zamanda AB-Türkiye ilişkilerinin olumlu seyrini sürdürmesini sağlayan bir pusula olarak görüyoruz” diye konuştu.
“Gümrük Birliği’nin kapsamındaki yetersizlik nedeniyle Türkiye ile AB arasında ekonomik ve ticari işbirliği imkanlarının büyük ölçüde kısıtlandığı gerçeğini görmezden gelmiyoruz.” diyen Bolat, Gümrük Birliği’nin şu anda küresel ölçekte ortaya çıkan güçlükleri ele almak için gerekli araçlardan yoksun olduğunu ifade etti.
Bolat, başlangıçta Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine kadar geçici bir düzenleme olarak tasarlanan Gümrük Birliği’nin mevcut yapısında “kalıcı yapısal sorunlar” olduğunu söyledi.
“Türkiye karar alma süreçlerinde yer almalı”
“Gümrük Birliği’nin düzgün işleyişini zorlaştıran bir diğer sorun da Türkiye’nin karar alma süreçlerinden dışlanmasıdır.” diyen Bolat, ekonomiler arasında yüksek entegrasyona rağmen Türkiye’nin bazı kritik alanlarda karar alma süreçlerine nasıl dahil olabileceğine dair uygun bir çözümün bulunmasının faydalı olacağını vurguladı.
Bolat, “Kara yolu kotaları ve iş insanlarına yönelik ağır vize prosedürleri gibi uygulamalar, Gümrük Birliği’nden tam anlamıyla yararlanabilmemizi engellemektedir” dedi.
Transit kotaları uygulanmasının serbestçe dolaşması gereken Türk ürünlerinin daha uzun ve daha maliyetli taşınmasına neden olduğunu anlatan Bolat, AB şirketlerinin Türkiye’de üretilen ürünlerinin de aynı engellerle karşılaştığını dile getirdi.
Bolat, vize prosedürlerindeki tıkanıklığın sadece Türk iş çevrelerinin faaliyetlerini engellemekle kalmadığını, aynı zamanda AB ile yakın ticari bağları olan Avrupalı şirketlerin iş modelleri üzerinde de ciddi belirsizliklere yol açtığını kaydetti.
Gümrük Birliği kapsamındaki ortaklığın, dijital ve yeşil dönüşümler tarafından yönlendirilen küresel ekonomik dönüşümün hızının gerisinde kaldığını belirten Bolat, hem Türkiye hem de AB’nin bu alanlarda daha geniş kapsamlı serbest ticaret anlaşmaları (STA) imzalamakta olduklarını ifade etti.
Bolat, “Gümrük Birliği’ni küresel ekonominin gerçeklerine ve ortaklık ruhuna uygun bir şekilde güncellemeli, mevcut açmazın ötesine geçmeliyiz” dedi.
“Suni gündemle oyalanılmamalı”
“Gümrük Birliği’ni güncelleme sürecinin başlatılmasındaki gecikmenin hem AB hem de Türk iş dünyası için fırsatların kaçırılmasına yol açtığına inanıyoruz.” ifadesini kullanan Bolat, burada faydası olmayan suni gündemlerle oyalanılmaması gerektiğini vurguladı.
Bolat, Gümrük Birliği’ndeki sistemik sorunları karşılıklı çıkar ruhu içinde ele almak, mevcut ticaret rejimini günün dijital çağında önem kazanan hizmetler ve e-ticaret gibi önemli alanları kapsayacak şekilde genişletmek, yeşil ve dijital dönüşüm stratejik hedeflerinin yanı sıra ekonomik güvenlik ve stratejik özerkliğe de katkıda bulunacak daha güçlü bir birliktelik inşa etmek gerektiğini söyledi.
AB ve üye ülkeler ile Türkiye arasındaki ilişkilerin yoğunlaşmasından memnuniyet duyduğunu dile getiren Bolat, göreve başladığından bu yana AB ile diyaloğu artırdıklarını dile getirdi.
Ticari sorunlar üzerinde teknik çalışmalar sürüyor
Bakan Bolat, daha önce AB Komisyonu Kıdemli Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis ve AB Komisyonu Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi ile yapıcı görüşmeler yaptığını belirterek, “Dombrovskis ile vardığımız mutabakat doğrultusunda Ticaret Çalışma Grubu, Gümrük Birliği’nin işleyişi içinde ticaret sorunlarının uygun bir şekilde ele alınmasına yönelik bir yol haritası hazırlamak üzere teknik bir çalışma yürütmektedir” diye konuştu.
Sorunları çözmekte kararlıyız
“Bazı ticari sorunları karşılıklı çözerek kısa vadede hızlı kazanımlar elde etmek için Komisyon ile birlikte çalışmaya kararlıyız” diyen Bolat, bununla birlikte Ticaret Çalışma Grubu kapsamındaki işbirliğinin sorunu çözmenin ötesine geçerek, işbirliğini ve ticari bağlarımızı güçlendirmek için büyük potansiyele sahip çok sayıda alanı kapsaması gerektiğine inandıklarını kaydetti.
Bolat, ticareti kolaylaştıran ve bölgedeki değer zincirlerinin rekabet gücünü artıran fırsatları keşfetmek için düzenli ve kapsamlı çalışmalar yapabileceklerini söyledi.
İlişkileri yeniden canlandırmak için uygun bir fırsat penceresi olduğunu vurgulayan Bolat, her iki tarafın ve iş çevrelerinin kendilerini bu sürece adamaları gerektiğini, bunun da bütün paydaşlar için ekonomik ve ticari fırsatlar doğuracağını ifade etti.
Bolat, Brüksel ziyareti kapsamında, AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis, AB Komisyonu Komşuluk ve Genişleme Komiseri Oliver Varhelyi ve Ekonomiden Sorumlu Komiser Paolo Gentiloni ile ayrı ayrı görüşme gerçekleştirecek.
Düşünce kuruluşu Bruegel’in programına da katılacak olan Bolat, Türk iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya gelecek.