Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ‘Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamaktır. Aşama aşama ne yaptığımızı bilerek süreci yönetiyoruz. Gelecek yıl enflasyonun yüzde 20’nin altına düşmesini öngörüyoruz’ dedi.
MÜSİAD tarafından düzenlenen ve Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu “Türkiye’nin Gücü Ödülleri” töreni, Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) gerçekleştirildi.
Törene, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz ile çok sayıda iş insanı katıldı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen “Türkiye’nin Gücü Ödülleri” programına katıldı. Yılmaz, programda yaptığı konuşmada Türkiye’nin ekonomik verileri ile enflasyonla mücadele gibi konularda açıklamalarda bulundu. Enflasyon ile mücadelenin öncelikleri olduğunu söyleyen Yılmaz, Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyledi. Yılmaz, “Ekonomide dengeli büyümeyi sağlarken kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz” dedi.
Cevdet Yılmaz, konuşmasına İsrail’in Gazze saldırılarını hatırlatarak başladı. Yılmaz, “Gazze’de kimin nerede durduğu tarihe kaydedilecektir. Uluslararası sistemin çalışmadığını gösteren en büyük örnektir Gazze’de yaşananlar. Hangi dine mensup olursa olsun, hangi coğrafyada yaşıyorsa yaşasın bu zulme karşı duranları kutluyorum” ifadelerini kullandı.
“DÜNYA ORTALAMASININ ÜZERİNDE EKONOMİK BÜYÜME PERFORMANSI GÖSTERDİK”
Küresel anlamda ekonomik olarak zor dönemlerden geçildiğini ifade eden Yılmaz, “Küresel ortama baktığımızda ekonomik anlamda çok olumlu bir dönemden geçmediğimizi görüyoruz. Bölgemizde de jeopolitik gerginlikler, savaşlar yaşanıyor. Bunun üzerine geçtiğimiz yıl depremi yaşadık. Dünyada talep daralmasına rağmen tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye geçen yılı yüzde 4,5 büyüme ile kapattı. Dünyanın ortalama büyümesi yüzde 3’tü. Dünya ortalamasının üzerinde bir ekonomik performans gösterdik” dedi.
Milli gelir artışından da bahseden Yılmaz, “Geçen yıl ekonomimiz 1.1 trilyon doları aştı. Kişi başına düşen milli gelirimiz 13 bin doları aştı. Bu rakamlarla hacim olarak ekonomimiz dünyanın en büyük 17’inci ekonomisi olarak kayıtlara geçti. Son 20 yılda sadece rakamlarımız büyümedi. Niteliksel bir büyümeye de şahit olduk. Alt orta gelir gurubundan, üst orta gelir grubuna yükseldik. Şimdi yüksek gelirli ülkeler ligi eşiğindeyiz. Yüksek gelirli ülkeler liginde Dünya Bankası kriteri kişi başına düşen gelir 13 bin 845 dolar. Türkiye önümüzdeki dönemde bu eşiği atlayarak yüksek gelirli ülkeler ligine dahil olacaktır” diye konuştu.
“KALICI SOSYAL REFAHI ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ”
2024 yılında iç dış talebin dengelendiği bir yıl olmasının öngörüldüğünü belirten Yılmaz, “Ekonomide dengeli büyümeyi sağlarken, kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz. Tüketimi dengelememiz lazım, ihtiyacımız olmayan tüketimi azaltmalıyız. Tüketimden elde ettiğimiz tasarrufları üretken alanlara kanalize etmeliyiz. Kamuda ve özel sektörde daha fazla tasarruf yapmalı ve bu tasarrufu verimli alanlara aktarmalıyız. Bunu gerçekleştirme gayretindeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“CARİ İŞLEMLER AÇIĞI GERİLEDİ”
Cari işlemler açığı ile ilgili de konuşan Yılmaz, “Cari işlemler açığımız geçen yılın ortalarında 60 milyar dolar seviyesine kadar yükseldi, yıl sonu ise 45 milyar dolara geriledi. Bugün geldiğimiz noktada Şubat ayı verisine göre cari işlemler açığımız 31.8 milyar dolara kadar geriledi. Kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Yatırımları azaltarak değil, tasarruflarımızı artırarak dengeyi sağlamalıyız. OVP’de bu sene için yüzde 3 cari açık öngörüyorduk. Gidişata göre yüzde 2,5’lar civarında bu yılı kapatacağız.” dedi.
Yılmaz, ihracat rakamlarına ilişkin de “Geçen yıl 256 milyar doları bulan bir ihracatımız oldu. Özellikle Avrupa’daki daralmaya rağmen büyük bir ihracat yapıldı. Bu yılda ihracatımız iyi gidiyor. Nisan ayı itibariyle yıllıklandırılmış ihracat rakamımız 258 milyar dolar civarında. Dış ticaret açığımız geriliyor. Mal ticaretinde biraz açık veriyoruz. Hizmet ticaretinde daha iyiyiz. Geçen yıl 100 milyar dolara varan hizmet ticaret hacmimiz oldu. Burada turizmin önemli rolü var. 54 milyar dolar geçen yıl turizmde performansımız oldu. Yılsonu itibariyle 60 milyon turist 60 milyar dolar turizm gelirine ulaşacağız.” ifadelerini kullandı.
İSTİHDAM ORANLARI
İstihdamda olumlu gelişmeler olduğuna da dikkat çeken Yılmaz, “Geçen yıl sonu itibariyle 31.6 milyon kişi istihdam yapılmış. Bu 20 yıl önce 19 milyonlar civarındaydı. Şubat ayında istihdam rakamımız 32.4 milyon kişiye ulaşılmış. OVP’de 10.1 işsizlik oranı öngörüyorduk. Geçen yılı 9,4 ile kapattık. Şubat ayında istihdam oranımız daha da iyileşerek, yüzde 8,7’ye kadar geriledi.” diye konuştu.
Önceliğin enflasyonla mücadele olduğunu da dile getiren Yılmaz, “Reel tarafta iyiyiz, büyümemiz iyi, istihdamımız iyi, bütçe dengemiz iyi, ihracatımız iyi, turizmimiz iyi. Esas sorunumuz enflasyon. En temel önceliğimiz enflasyonla mücadele. Para politikasıyla, mali politikalarla ve yapısal reformlarla enflasyon sorununu çözme irademizi ortaya koyduk.” dedi.
“TEMEL AMACIMIZ ENFLASYONU DÜŞÜRMEK, KALICI SOSYAL REFAHI SAĞLAMAK”
Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyleyen Yılmaz, “Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamaktır. Enflasyon adaletsiz bir yapı ortaya koyuyor. Enflasyon sabit gelirlileri daha fazla olumsuz etkiliyor. Enflasyonu düşürmeye odaklandık. Birçok denge içinde enflasyonu düşürme durumundayız. Büyüme, istihdam gibi alanları düşünmezsek daha hızlı enflasyon düşer. Bu çok büyük maliyetler doğurur. Biz aşama aşama ne yaptığımızı bilerek bu süreci yönetiyoruz. Merkez Bankamız açıkladı, yıl sonu itibariyle enflasyonun yüzde 38’e düşmesi öngörülüyor.” diye konuştu.
“YENİDEN TEK HANELİ ENFLASYONA 2026’DA DÖNECEK ŞEKİLDE PROGRAMIMIZI UYGULUYORUZ”
Yılmaz, “Gelecek yıl enflasyonun yüzde 20’nin altına düşmesini öngörüyoruz. Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz. Yapısal reformlarla, para politikalarıyla, mali politikalarla bunu adım adım gerçekleştireceğiz. Yıllık bazda etki göremedik ama aylık bazda etkileri görüyoruz. Yıllık etkiyi Mayıs itibariyle göreceğiz.” ifadelerini kullandı.
“BAZ ETKİSİ İLE ENFLASYON DÜŞÜYOR DİYORLAR, ESAS OLAN PROGRAM ETKİSİ”
OVP programının etkisiyle enflasyonun düştüğünü ifade eden Yılmaz, “Baz etkisi ile enflasyon düşüyor diyorlar, esas olan program etkisi. Program yok ise enflasyonu düşürmezseniz baz etkisi diye bir şey de kalmaz. Baz etkisini ortaya çıkaran programımızın enflasyonu düşürücü etkisidir. Baz etkisi var ama esas etkiyi yapan programdır. Siyasi ve sosyal sahiplenme ile yürüyen programımız var. Bunun etkisini önümüzdeki dönemlerde daha hızlı göreceğiz.” dedi.
Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kredi risk primimiz CDS ciddi anlamda geriledi. Geçen yıl ortalarında 700 baz puan civarındaydı. Bugün CDS 300 baz puanın altına indi. Yurt dışından finansman temini artık çok daha elverişli şartlarda. Döviz sorunundan artık bahsetmiyoruz. Seçimlerden önce halkı döviz almaya yönlendirenler oldu. Herkesin yatırım tercihine saygılıyız. Bunu sistematik olarak yapanlara karşı da sesimizi yükseltmemiz lazım. Spekülatif çabalar tam tersine döndü. Seçim sonrası dövizin geldiği yer ortada. Merkez Bankası rezervlerinde toparlanma sağlandı. Kur oynaklığı azaldı. Uluslararası finans koşullarına erişim iyileşmiş durumda.”
Yılmaz, “Geçen yıl Mayıs ayında Merkez Bankası rezervlerimiz 98,5 milyar dolardı. Şu an 3 Mayıs itibariyle 127 milyar doları buldu. KKM’ı üçte bir oranında azalttık. Finansal istikrarımızı güçlendirirken, reel ekonomiyi ihmal etmiyoruz. Seçici kredi programlarıyla ihracatı, üretimi, istihdamı koruma gayretindeyiz. Reeskont kredilerinde uygun koşullu kredileri ihracatçılarımıza kullandırıyoruz. Yatırımlarda yatırım taahhütlü avans kredisini hayata geçiriyoruz. Burada da proje teklifleri toplanıyor. Teknolojik seviyemizi yükseltecek, katma değeri artıracak projelere uzun vadeli elverişli krediler sağlıyoruz.” sözlerini kaydetti.
“BU ZİHNİYETE KARŞI ATILACAK EN ÖNEMLİ ADIM EKONOMİK AMBARGO OLMALIDIR”
MÜSİAD Genel Başkanı Asmalı, törendeki konuşmasında, 35 yıla yaklaşan mazisiyle geçmişinde çok önemli çalışmalara, büyük organizasyon ve faaliyetlere imza atan MÜSİAD’ın Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olduğunu söyledi.
Çalışmaları hakkında bilgi veren Asmalı, her zaman için üretimi, genç girişimi, kadın girişimini, değerleri, akademik bilgiyi, sürdürülebilirlik ve dönüşümü, erdemli girişimciliği, kısacası Türkiye için katma değer üreten yatırım ve araştırma faaliyetlerini ödüllendirerek motivasyon sağlama hedefinde olduklarını bildirdi.
Asmalı, konuşmasında Filistin’de yaşananlara değinerek, şunları kaydetti:
“İsrail, insan haklarını ve uluslararası hukuku hiçe sayarak Filistin’de, on yıllardır barbarca bir işgal ve ayrımcı bir politika izliyor. En son Gazze’de 7 Ekim’den bu yana işlediği soykırım ve katliam ise tüm kırmızı çizgileri aşarak insanlık vicdanını derinden yaralamıştır. İsrail devleti, ABD ve bazı Avrupa ülkelerini arkasına alarak, masum sivilleri, çocukları, kadınları, gazetecileri, insani yardım çalışanlarını 7 ayı aşkındır katlediyor. Katil İsrail’in gerçekleştirdiği bu barbarca soykırımı, buradan bir kez daha şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Artık bir hakikatin altını çizmek gerekiyor; adalet ve barış üretemeyen mevcut uluslararası sistem iflas etmiştir. Bundan önce Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ifadesi ile ‘Dünya 5’ten büyüktür.’ diyorduk, Filistin’deki bu hadiselerden sonra artık hep birlikte ‘Dünya 1’den büyüktür.’ demeliyiz. Evet bir ülke ve ona hükmeden irade, tüm dünyayı ve tüm insanlığı kaosa sürüklüyor. Bu zihniyet, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 25 Mart’ta aldığı acil ateşkes kararını hiçe sayıyor, ‘Yok hükmündedir.’ diyor. Bundan sonra bu zihniyete karşı atılacak en önemli adım ekonomik ambargo olmalıdır.”
“İSRAİL İLE TİCARİ İLİŞKİLERİN KESİLMESİ EKONOMİK BİR KAYIP DEĞİL, İNSANİ BİR KAZANIMDIR”
Asmalı, MÜSİAD olarak Gazze’de kalıcı bir ateşkes tesis edilip insani yardımın rahatça ulaşımını sağlamak amacıyla İsrail’e tüm ürünlerde ihracat ve ithalatın durdurulması yönünde devletin aldığı kararı desteklediklerini ve önemli bulduklarını söyledi.
“İsrail’le ticari ilişkilerin kesilmesi ekonomik bir kayıp değil, insani bir kazanımdır. Bu ve buna benzeri kararların, dünyadaki tüm vicdan sahibi ülke yöneticileri tarafından da alınmasını bekliyoruz.” diyen Asmalı, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yine Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ifade ettiği gibi ‘Adil bir dünya mümkündür.’ ve bu dünyayı da inşallah dünyanın vicdan sahibi insanları yeniden inşa edecektir. Bunun ayak seslerini dünyanın her tarafındaki protestolardan duyuyoruz. Biz de MÜSİAD olarak ilk günden beri Filistinli kardeşlerimizin yanında durduk, bundan sonra da durmaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz mart ve nisan aylarında üyelerimizin bağışlarından oluşan 150 bin adet gıda kolisini Mersin Limanı’ndan, Türk Kızılayımız vasıtasıyla Gazzeli kardeşlerimize ulaştırdık. MÜSİAD üyeleri, bu ve benzeri yardımlarla Filistin’deki kardeşleriyle birlikte el ele, gönül gönüle olduğunu gösterdi. Gazze’ye yardımlarımız, inşallah bundan sonra da devam edecek. Bu sayede niyetimiz, zulme uğrayan kardeşlerimizin yükünü biraz da olsa hafifletebilmektir. Umuyor ve diliyoruz ki, bu soykırım, bu vahşet, bir an önce sona erer ve Gazze halkı bir an evvel huzura kavuşur.”
“BİRLİKTE OLURSAK DAHA GÜÇLÜ OLURUZ, ZULME KARŞI DAHA GÜR SESİMİZ ÇIKAR“
Birlik ve beraberliğin önemine vurgu yapan Asmalı, “Çünkü şunu çok iyi biliyoruz ki, birlikte olursak daha güçlü oluruz, bir ve beraber olursak zulme karşı daha gür sesimiz çıkar, ekonomik olarak daha söz sahibi hale geliriz.” dedi.
Asmalı, MÜSİAD olarak yıllardır tüm çabalarının birlik, bütün niyetlerinin beraberlik, tek sevdalarının ise Türkiye’nin dirliği olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin gücüne güç katma hevesiyle bıkmadan usanmadan çalışacaklarına işaret eden Asmalı, şunları aktardı:
“İşte bir ve beraber olma niyetimizin önemli basamaklarından biri de bugün buluşmamıza vesile olan ‘Türkiye’nin Gücü Ödülleri’dir. Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımlarıyla 2022 yılında ilkini gerçekleştirdiğimiz ödül törenimiz yoğun bir ilgiyle karşılanmıştı. Bu gün yine Sayın Cumhurbaşkanı’mızın bizleri mutlu eden mesajı ve Cumhurbaşkanı Yardımcı’mız Sayın Cevdet Yılmaz Bey’in, değerli bakanlarımızın katılımları ile oldukça heyecanlı ve etki gücü yüksek bir törende bir araya geldik. Dokuz kategoride ödül vereceğiz. Bunların yanında bir de jüri özel ödülümüz olacak.”
“SAĞLIK BİR ŞEKİLDE ÇALIŞAN OVP’YE HEP BİRLİKTE SABIR VE KARARLILIKLA DESTEK OLMALIYIZ”
Uzun bir hazırlık döneminden sonra Eylül 2023 açıklanan Orta Vadeli Program’la (OVP) Türkiye’nin güçlü bir ekonomi programına kavuştuğunu aktaran Asmalı, “İş dünyasında sürekli dile getirilen iki sorun bu planla giderilmiş oldu. Bunlardan biri ekonomideki belirsizlikler, yani ileriyi görememe ve uzun vadeli plan yapamama, bir diğeri kurlardaki aşırı oynaklıklardı.” değerlendirmesinde bulundu.
Asmalı, OVP ile ekonomide üç yıllık bir yol haritasının hazırlanarak devreye alındığını ve belirsizliklerin ortadan kalktığını belirterek, yine bu program sayesinde döviz hareketlerinin daha stabil ve dengeli bir hale geldiğini söyledi.
2023 yıl sonu büyüme, enflasyon ve ihracat verilerine bakıldığında OVP ile uyum içinde olduğunu dile getiren Asmalı, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Benzer şekilde 2024 yılı ilk 4 aylık verileri bu planla uyumlu gitmektedir. Dolayısı ile sağlıklı bir şekilde çalışan bu programa hep birlikte sabır ve kararlılıkla destek olmalıyız. Buna karşın enflasyon oranları, genel olarak OVP ile uyumlu olmasına rağmen, gıda ve hizmetler gibi alanlarda hala çok yüksek seyrediyor. Önümüzdeki yaz başından itibaren enflasyonun kalıcı olarak düşmeye başlamasını bizler de sabırsızlıkla bekliyoruz. Tam da bu noktada bir atasözümüzü hatırlatmak isterim; ‘Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlarmış.’ Yüksek faiz ve buna bağlı parasal sıkılaşma sonucu piyasalarda yaşanan daralma ve yavaşlamada, hepimizin beklentisi kimsenin gözü patlamadan önümüzdeki kritik ayları geçirebilmek. Bu anlamda belli dozlarda piyasayı rahatlatıcı adımların atılması çok önemli.
TCMB’nin bugün almış olduğu Menkul Kıymet Tesisi’ne ilişkin düzenlemenin yürürlükten kaldırılması kararını önemli buluyoruz, kendilerine teşekkür ediyoruz. Bu karar ile bankaların şirketlere kredi vermesi, dolayısı ile krediye ulaşmak daha kolaylaşacak. Evet ekonomide çarkları lüks tüketimde yavaşlatalım, ama üretimde bu çarkın durmaması, bu çarkın dönmesi gerekiyor.
Bununla birlikte MÜSİAD camiası olarak önümüzdeki seçimsiz 4 yılın, özellikle de önümüzdeki 2 yılımızın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu dönemde enflasyonun kalıcı olarak düşmesinin hedeflendiği para ve maliye politikasının yanı sıra ülkemizin kalkınması ve gelişmesi için OVP’de de belirtilen öncelikli yapısal reformların yasalaşması ve hızla hayata geçirilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu konuda da yapılacak çalışmalara MÜSİAD olarak her türlü katkıyı vermeye hazır olduğumuzu buradan ifade etmek istiyorum.”
ANADOLU AJANSI’NA “TEŞEKKÜR PLAKETİ” VERİLDİ
Gecede, “İletişimin Gücü Ödülü“nü GZT, “Değerlerin Gücü Ödülü“nü İbrahim Ceylan, “Dönüşümün Gücü Ödülü“nü Musa Akgül, “Genç Girişimcinin Gücü Ödülü“nü Turan App, “Kadının Gücü Ödülü“nü Nezihe Filiz Toker, “Markanın Gücü Ödülü“nü Türk Hava Yolları, “Sürdürebilirliğin Gücü Ödülü“nü Yayla Agro aldı.
“Jüri Özel Ödülü“ne Prof. Dr. Sadettin Ökten sahip olurken, Ökten ödülü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan aldı.
Etkinlik kapsamında Anadolu Ajansı’na da “Teşekkür Plaketi” verilirken, plaketi Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz aldı.