Türkiye Yazarlar Birliği, Gazze’yle ilgili bildiri yayımladı. Blidiride, Birleşmiş Milletler, “Gazze için derhal barış gücünü harekete geçirin” ifadeleriyle göreve davet edildi.
Türkiye Yazarlar Birliği, Gazze’yle ilgili bildiri yayımladı. Blidiride, Birleşmiş Milletler, “Gazze için derhal barış gücünü harekete geçirin” ifadeleriyle göreve davet edildi. TYB’nin yayımladığı bildiri şöyle:
7 Ekim 2023, zulmün ve şiddetin, herkesin gözü önünde bir millete, onu yeryüzünden adeta silmek istercesine iradî ve bilinçli bir şekilde yöneltildiği kanlı bir soykırımın başlangıcı oldu. İsrail’in yavaş yavaş biriktirdiği, her bir hamlede Filistin’de işgal alanını genişleten bir nefretin ve tahammülsüzlüğün, bütün dünya için merkezi önemi haiz bir coğrafyadaki ani ifrazatına şahit olduk. İçerisinde şifa uman yaralıların bulunduğu hastanelerin bombalandığını; cehalete karşı ilmin ve irfanın ocağı olan okulların ve üniversitelerin yıkıldığını; kadın, yaşlı, çocuk demeden sivil halkın katledildiğini; yarının tarihini yazabilecek, milletin hafızasının tanığı olan ilim adamlarının, yazarların ve şairlerin öldürüldüğünü; ilaca, suya ve aşa ulaşmak isteyen insanların küçücük bir yere istiflenip üzerlerine bombalar yağdırıldığını gördük. Zaman geçiyor. İsrail, masum Gazzelileri sistematik olarak katletmeye devam ediyor. Yarın her şey için geç kalınacak.
Gazze’de bütün dünyanın gözü önünde açık bir soykırım yaşanmasına rağmen, ne yazık ki uluslararası kurumlar şimdiye kadar sorumluluklarını yerine getirememiş ve aylarca İsrail’in soykırımına dur diyememiştir. Bununla birlikte Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK), 25 Mart 2024 tarihinde aldığı ve acil ateşkes çağrısı yapan karar tasarısı İsrail tarafından görmezden gelinmektedir. Uluslararası barış ve güvenliğin sürdürülebilmesi için İsrail’in BMGK kararlarını tanımasını sağlayacak, başta yaptırımlar olmak üzere, zorlayıcı mekanizmaların devreye sokulması elzemdir. İsrail’in süregiden pervasızlığı Gazze’de gün geçtikçe ağırlaşan insanî trajediyi şimdiden insanlık tarihinin utanç sayfalarından biri haline getirmiştir. Gazze soykırımına tepki gösterilmesini bütün insanlığın en temel ödevi olarak telakki ediyoruz.
Bu bağlamda, Gazze soykırımına dur demek, derhal ateşkes demek ve 7 Ekim sonrasında olup biteni tarihe not düşmek için akademisyenlerin, yazarların, edebiyatçıların, gazetecilerin, şairlerin hızlıca bir araya gelmesini, istişareler ve müzakereler yapmasını, nihayetinde ortaya güçlü ve kapsamlı bir bildiri çıkarıp dünya kamuoyuyla paylaşılmasını çok önemli buluyoruz. Türkiye Yazarlar Birliği, 30 Mart 2024 tarihinde geniş katılımlı bir çalıştay tertip etmiş ve çalıştay sonunda bildiri ve rapor hazırlamıştır. Bildirimizi kamuoyuna sunar, raporumuzu ise Ramazan Bayramı sonrasında kamuoyuyla paylaşacağımızı ifade ederiz.
Filistin’de olup bitenin sağlıklı şekilde değerlendirilmesi ve anlaşılması için, siyonistlerin katliamı meşrulaştırma aracı olarak kullandıkları “Yahudilere yönelik ‘seçilmişlik’ fikri” ve “Arz-ı Mev’ud düşüncesi” ihmal edilmemelidir. Kendilerinden başka tüm insanları yok edilecek veya kendilerine hizmet edecek “öteki” olarak gören, kendinden başkasının hayat sahasını ihmal edip gaspeden, insanlığın geleceğini tehdit eden böylesi ezoterik inançların beslediği var oluş biçimlerine karşı topyekun mücadeleye ihtiyaç vardır. İsrail’in ezoterik inançları üzerine bina ettiği politikaların işlevsiz hale getirilmesinin ancak böyle bir mücadele ile mümkün olabileceğine inanıyoruz.
“BAĞIMSIZ FİLİSTİN DEVLETİ TANINMALI”
Gazze’de orantısız saldırılara ve soykırıma karşı direniş son derece önemlidir. Bu direniş, esasında dünya barışının da savunulmasıdır. Bugün Gazze düşerse, yarın Mescid-i Aksa düşecektir. Mescid-i Aksa’nın düşmesi demek dünyanın kaosa sürüklenmesi demektir. Böylesi korkunç bir senaryonun gerçekleşmemesi için dünyanın neresinde olursa olsun sağduyusunu kaybetmemiş herkesi, derhal barışın temin edilmesi ve bağımsız bir Filistin Devletinin tanınması için çaba göstermeye davet ediyoruz.
İnsanlık onuru ve toplumların kolektif haklarının tanınmaması ve hiçleştirilmesi, dünya barışını tehdit eden nefret tohumlarının ekilmesine ve şiddet sarmalının derinleşmesine hizmet etmektedir. Gazze’de insanların insan-dışılaştırılması ve Filistin toplumunun siyaset-dışılaştırılması, barışın inşası ve özneler arası iletişim arenasının makuliyet zemini olan politik rasyonaliteyi baltalamaktadır. Uluslararası toplumu bu zemini inşa etmeye çağırıyoruz.
BMGK’NIN ATŞEKES TASARISI UYGULANMALI
Uluslararası hukuk, insanların haklarının teminatı olarak bir standardı seslendirir. Şifahanelerin, okulların, mezarlıkların bombalanması; sivil insanların öldürülmesi; görevlerini yapan gazetecilerin ve barış aktivistlerinin hikâyelerinin sonlandırılması; sınırsız güçle bir milleti topyekûn yok etme gayesi, dokunulmaz olan hakların ve onları muhafaza eden, yarının teminatı olacak olan uluslararası hukukun katledilmesidir. Hukuka ve dünya barışına inanan insanların Gazze’de yaşanan zulme karşı sessiz ve çaresiz kalmaması gerekmektedir. Bu kapsamda, Türkiye Yazarlar Birliği olarak BMGK’nın 25 Mart 2024 tarihli ateşkes tasarısının uygulanması, Gazze soykırımının durdurulması ve Filistin’de tam barışın sağlanması için uluslararası kamuoyunu İsrail’i durdurmaya davet ediyoruz.
“GÜN BUGÜNDÜR VE YARIN ÇOK GEÇTİR”
Tüm bu gerekçelerle Türkiye Yazarlar Birliği, BM Güvenlik Konseyi’nden insanlığın geleceğini teminat altına almak ve uluslararası hukukun işlerliğini korumak adına uluslararası barışı tehdit eden İsrail’in suçlarına ortak olmamasını, derhal ateşkes sağlamasını ve uluslararası barış gücünü harekete geçirmesini talep ediyoruz. BMGK’nın sorumluluk almaması halinde, Türkiye Yazarlar Birliği olarak, insan haklarına duyarlı ülkelerden müteşekkil bir üst koalisyonun oluşturulması ve bu koalisyonun bir barış gücü tesis ederek harekete geçirmesi gerektiğini ilan ediyoruz.
Bunlar için gün, bugündür ve yarın, çok geçtir!