Haber7’ye verdiği özel röportajında çarpıcı açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Yasin Aktay, Arap karşıtı söylemlerin Türkiye’ye milyar dolar kaybettirdiğini açıkladı. İsim vermedi ancak Aktay’dan o kişilere işte zehir zemberek sözler!…
HABER7 ÖZEL / Röportaj: Dilan CAN – Kamera/Kurgu: Hüseyin Biçe
Prof. Dr. Yasin Aktay ile röportajımızın ikinci bölümünde Türkiye’nin hemen hemen her gün gündemine oturan Arap karşıtı söylemlerin ekonomik açıdan Türkiye’ye yansımalarını konuştuk. Bu söylemlerin öncüsü olan milliyetçiler için konuşan Prof. Dr. Yasin Aktay, ‘’Türkiye’ye bir ağaç dikmişliğiniz yok, beş milyar dolar kaybettirdiniz’’ açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Yasin Aktay ile iki bölümlük röportajımızın son bölümü ile sizleri baş başa bırakıyor, iyi okumalar diliyorum.
‘’TÜRKİYE KARŞITLIĞI ÜZERİNE KURULU KAMPANYALAR’’
Dilan Can: Hocam biz bu karşıt söylemleri hep Türkiye üzerinden konuşuyoruz, peki Arap dünyasında bu söylemler nasıl değerlendirilir?
Prof. Dr. Yasin Aktay: ‘’Bu nefret söylemleri özellikle son dönemlerde Arap dünyasında maalesef ciddi bir karşılık buluyor. Yıllar önce Arap dünyasında turistlerin Türkiye’ye gidişini engellemeye çalışan, caydırmaya çalışan Türk Arap turistleri başka yerlere yönlendirmeye çalışan ciddi kampanyalar yürütülüyorlardı. Tamamen Türkiye karşıtlığı üzerine kurulu kampanyalardı. Bir turistin karşılaşabileceği en ufak bir sorun, habbenin kubbe yapılması şeklinde Arap medyasında köpürtülüyordu ve Türkiye aleyhine bir kampanyaya dönüştürülüyordu. Bu kampanyalar etkili oluyordu, olmuyordu ama bunlar durdu. O zamanlar Türkiye’den bunları destekleyecek çok ciddi bir Arap karşıtı söylem çıkmıyordu ama son zamanlarda Arap medyasında bunlar dururken Türkiye başladı. Ve Türkiye medyasında bunu yönetenler maalesef utanmadan bunu milliyetçilik adına yapıyorlar.’’
‘’BU BİR İHANET VE SABOTAJ’’
Prof. Dr. Yasin Aktay: ‘’Milliyetçilik adına bunu yapan insanların bir defa yaptıkları işin milletin işine yarayıp yaramadığına da bir bakmaları gerekiyor. Yani siz Türkiye’nin şu anda ihtiyacı olan bir servetin Türkiye’ye akışını engellediğiniz zaman kimseye milliyetçi olduğunuzu iddia edemez ve inandıramazsınız da. Çünkü o Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu kişidir yabancı. Belli bir kesimin geçim kaynağı turizmdir. Siz Türkiye’de istihdamı azaltacak bir yola gittiğiniz zaman istihdamın kalitesini azaltacak bir yola gittiğiniz zaman bu azalan istihdamın ortaya çıkaracağı bütün sorunların da sorumlusu haline gelmiş oluyorsunuz. Farkında bile değilsiniz yani. Belki de farkındasınız. Bu bir ihanet, bu bir sabotajdır.’’
‘’SAĞLIK TURİZMİ BÜYÜK BİR YATIRIMIN SONUCUDUR’’
Dilan Can: Arap turizminin Türkiye ekonomisine katkısını nasıl yorumlarsınız?
Prof. Dr. Yasin Aktay: ‘’Ekonomik açıdan ‘Biz bize yeteriz’ doğru bir ifade değil. Herkesin herkese ihtiyacı var. Bizim mallarımızı satacak dış dünyada insanlara bir pazarlara ihtiyacımız var. Arap turist gelip turizm açısından Türkiye’de ciddi bir çeşitlendirme de yapmış oluyor. Arap turist geldiğinde dini coğrafyayı geziyor bu inanç turizmi, geliyorlar hastanelerimizden faydalanıyorlar. Sağlık turizmi şu an en önemli şeylerden bir tanesi. Türkiye sağlık alanına çok ciddi yatırımlar yaptı. Bu sağlık alanına yaptığı yatırımları kendi vatandaşına neredeyse bedavaya yakın bir hizmet olarak sunuyor. Halkın aldığı bu sağlık hizmetinin finansmanı biraz da dışarıdan gelen turist müşteriye de bağlı. Yani bir bakıma sağlık hizmeti ihraç ediyor Türkiye bu yolla. Önemli ihraç kalemlerimizden bir tanesidir sağlık.
‘’FİNANSAL AKIŞIN SEKTEYE UĞRATILMASI DARBEDİR’’
Prof. Dr. Yasin Aktay: ‘’Eğitim aynı şekilde Önemli ihraç kalemlerimizden bir tanesidir. Türkiye iki yüz altı tane, iki yüz yedi tane üniversiteye sahip artık. Kapasitesi sekiz buçuk milyon öğrenci olan bir yüksek eğitim ağımız var. Ama ihraç edilebilecek hale gelebilmesi için üniversite ortamımızın da yabancı dostu olması gerekiyor. Sadece Türkiye’de vatandaşın ya vergileri olacak ki vergileri de ne kadar yükseltilebilir? Ama bu vergilerin daha az düzeyde tutulabilmesi ve hizmet kalitesinin de aksamadan sunulabilmesi için vatandaşlarımıza finanse edilmesi gerekiyor. Maalesef yabancı yatırımcının en büyük maliyetlerinden bir tanesi eğitim sistemimiz, eğitim sistemimizi aksatması, eğitim sistemimizi sabote etmemesi, eğitime yönelik finansal akışın sekteye uğratılarak ciddi ciddi bir darbe vurulmasıdır. Çok ciddi bir zarardır Türkiye’ye.’’
‘’TÜRKİYE BEŞ MİLYAR DOLAR KAYBETTİ’’
Dilan Can: Peki hocam bu zararın maliyetinin Türkiye’ye ekonomik olarak yansıması nedir, biz bu maliyetlerin yansımasını ne zaman görürüz?
Prof. Dr. Yasin Aktay: ‘’Türkiye’de bugün mesela beklediğimiz gelecek olan öğrenci sayısı yirmi bin azaldığında bunun maliyetinin ne kadar olacağını varın. Siz hesaplayın. Sağlık sektöründe Türkiye’ye bu sene gelmesi gereken en az diyelim ki iki yüz bin tane hastanın gelmediğini varsayım. Bunun maliyetinin ne olabileceğini hesaplayın. Aynı şekilde turist gelmesi beklenen turistin gelmeyişinden kaynaklı zararımız ne kadardır? Ne kadar olur? Bunun zararına varın, siz hesaplayın. Bunun toplamda benim tespit edebildiğim kadarıyla, hani bunların hesapları tabii başka türlü yapılabilir. Net bir hesap tabii ki çıkarılamaz ama benim tahminim en az birkaç ay içerisinde Türkiye’ye maliyeti beş milyar dolar. Beş milyar da Türkiye’nin yana yakıla finansman aradığı bir dönemde Türkiye beş milyar dolar para kaybetti şu anda. Ve daha da kaybetmeye devam eder.’’
‘’TÜRKİYE’YE BİR AĞAÇ DİKMİŞLİĞİNİZ YOK, ASIL SİZ BİZİ ARKADAN VURDUNUZ’’
Prof. Dr. Yasin Aktay: ‘’Peki bu milliyetçiler neyin milliyetçiliğini yapıyorlar? Türkiye’ye şimdiye kadar bir ağaç dikmediniz, bir taş üstüne taş koymadınız. Taş üstünde taş bırakmıyorsunuz sadece. Böyle yaparak milliyetçilik satıyor olmanız daha bir felaket zaten. Milliyetçilikten ne anladığınızı hakikaten oturup bir tartışmamız gerekiyor veya millete gerçekten ihanet ediyorsunuz. Milliyetçilik kitlesi içerisinde milletimizi büyük bir aldanışın içerisine sokuluyorsunuz. Daha önemli bir şey daha söyleyeyim size. Sadece bu sezon içerisinde iptal edilen bu turizm rezervasyonlarının haddi hesabı yok. Ve Arap dünyasında böyle algılar oluşmaya başladı. Yirmi sene içerisinde biriktirdiğimiz bütün algı neredeyse yerle bir olmak üzere. Yani hakikaten bizi arkadan vurduğu söylenen o Arap ırkçıları var ya, bizim buradaki milliyetçiler o ırkçılara, bizi arkadan vuranlarla beraber hareket etmiş oluyorlar’’